21 Aralık 2010 Salı

Çalar Saat..

                       Güne en iyi başlamanın yolu çalar saatten geçer..Küçükken bi kol saatim vardı..acaip beğenerek takıyodum..hoşumada gidiyodu böyle sürekli zamanla iç içeydim..her gece yatmadan önce alarmını kurardım..bi süre sonra artık o sesten nefret etmeye başladım..sırf o sesle uyanıyorum diye sabah sabah herkese atarlanıyodum bağrıyodum falan bok gibi bi gün geçiriyodum..baktım bu iş böyle olmıcak attım saati kolumdan..hatta 2-3 sene alarm falan kurmadım o biçim..4-5 ay önce annemin sabah işleri çıkmaya başladı ve korktuğum paşıma geldii...aha dedim dostoyev iş başa düştü kardeşim aban çalar saate..Tabi elime aldım teli hemen kurdum saati yattım..sabah zıngır zıngır klasik bi şekilde çalıyo bu..günüm yine berbat geçti..ulan dedim yoksa bu bende piskolojik bi soruna mı neden açtı ben her çalar saatle uyanınca böyle kötümü geçicek günlerim diye korku sardı içimii. baktım böyle olmıcak bi müzik koymaya karar verdim..peyk - İstanbul şarkısını koydum..ya şarkı zaten harika bana göre ama bukadar pozitif etkisi olamaz heralde..evden dışarı çıkıyorum yüzüm gülüyo böle kedileri seviyorum bütün esnafa selam veriyorum yolda gördüklerimle durup konuşuyorum okula girince müdür yardımcısına bile günaydım diyorum olamaz böyle bişi resmen çağ atladım..!! geçenlerde bu güzel birlikteliğimize son vermek durumunda kaldım..artık hayko ile uyanıyorum daha bi gaza gelip pat diye kalkıyorum dostoyevden tavsiye edilir..

 
           Geçen pazar annem babam ve ben üçlüsü karşıyı gezmeye karar verdik..Bayaa gezdik dolaştık falan bende özlemişim ne zamandır gitmiyodum..Karşı diye kastettiğim avrupa yakası bu arada..oraları çok severim ama anadolu yakasının bende ayrı bir yeri var.neyse gezdik tozduk falan yıllardır istanbulda yaşıyorum bi kere galata kulesine çıkma şansını bulamadım...aslında istiyodum ama üşengeçliğimden midir nedir bilmem çıkamadım güzelim kuleye..ama o gün babamdan heybetli bi şekilde '' hadi gençler kuleye çıkalım..!! '' sesi kulaklarımda yankılanmaya başladı..basit bişey gibi gelebilir ama çocugunun ilk kelimesini duyan ebeveynler gibi sevinmiştim birden..çıktık çıktık çıktık bi kapı geldi karşımıza kapıyı araladık gözümün önüne gelen manzara resmen içimde fırtına kopartmaya yetmişti..biraz döndük dolaştık zaten dar bi kısım bide kalabalık herkes foto çektiriyo  , kimisi yükseklik korkusundan duvara tutuna tutuna yürümeye çalışıyo falan çok rahat olamıyosunuz..bi kuytuya sığındık zaten benim aklımdan direk orda hemen böyle ufak bi çilingir sofrası kurup ufak ufak demlenmek geçiyo..bu masumane hislerimi babamla paylaşırken hop anne tarafasından okkalı bi tokat.. Kulenin etrafında dönmeye devam ederken aşağı da bi adam gördüm onu anneme göstercektim elimi arkaya attım bi monttan tuttum aneeeeğğğ baaksaaan dedddiiiim suratımı bi döndüm meyer annem arkadaymış kızın birini tuttmuşum..allahım rezilliğe bakarmısınız..!! kızceğizin ödü dumur oldu zaten ayhhh diye bi ufak çığlık patlattı..ben zaten farklı bi boyuta geçtim bu rezillikle..aay pardon annem sandım dedim annemde arkada görmüş tabi yarıldı kadın gülüyo ya diyorum gülme rezil olduk zatennn...sonra ama kızı arkadaşlarıyla boğaza karşı fotoğraflarını çektim ödeştik..


                       Akşama Doğru hava iyice soğdu vapurla Kadıköy'e dönüyoduk..Dostoyev bu rahat dururmu gittim açık havaya oturdum çaktırmadan.annem hasta olcam diye korktuğu için karşı çıktı kaçtım bende hihih..rüzgar sanki hücresinde rahat durmayan mahkum gibi bi sağa bi sola saldırıyo..taktım müzğimi geçirdim kapşonu atkıyı oohh benden iyisi yok..kış günü bi başka zevkli oluyo denemelisiniz..


            İnsanların '' Bulog'' larında geziniyorum vakit buldukça okumakta en az yazmak kadar haz veriyo bana..ama benim çok dehşet gizli gizli kıskanç bi tarafım vardır..Bitanesine ya bu çok güzel yazmış hemde çok izleyicisi var okumam dedim kapattım direk..sora girdim kendiminkine sanki dünyanın en kötü blog'u benimmiş hissi doğdu içime kendimden nefret ettim.. '' dostoyev yazıdan başka bi bok yok yaptığın işin içinde bak millete neler yapıolar puu sana'' sesleri içimde yankılanmaktaydı..ama ne yazıkki vaktim çok kısıtlı..işi bu taraftan düşündüm bardağım dolu tarafına madalyonun öbür yüzüne baktıımmm..sonra kendi kendimi gaza getirdim ki bu işte çok iyimdirr..'' sınavdan sonra en iyi blog senin olcak dostoyev tamamdır uzulme şimdi..'' dedikten sonra kendi sayfamıda kapttım gittim uyudum..

                         Sayfalarca yazı yazabilirim..kafamda bi hikaye kurup bi oturuşta kitap yazabilirm..Ama arkadaş şu başlık olayına bi türlü çözüm bulamıyorum ya.!! ilk okuldada hoca sorardı ; Dostoyev bu konunun ana fikri ne?? tabi benden çıt yok halada çıt çıkartmam nefret ediyorum ya bu sorudan..!! bu yazımdada yine başlık sıkıntısı çekiyorum..Daha iyi fikri olan varsa yorumlarını bekliyorum yoksa bi kursa gidip başlık yazmayı öğrencem..


            Sabahları sıkıcı , öğleleri biraz hareketli , akşamları ise bi okadar eğlenceli geçen bu güzel hayatta hepinize sevgilerimi iletiyorum..yarın güzel bir gün olsun , sabah rahat rahat uyanııyım çevremdeki herkes mutlu olsunn ((: 
                                       İyi geceler..Dostoyev

13 Aralık 2010 Pazartesi

Mini Mini Bir Kuş

                     Bu insan piskolojisi çok ilginç bi olay. Mesela ben yazı yazarken müzik dinlerim genelde..Dinlediğim şarkı böyle kop kop şeyler olursa çok pozitif şeyler yazıyorum , melonkoli olunca direk '' aşkııııımmm'' tarzı , bol dissstörşııın'lı şarkılarda ise maksimum şiddette atarlı şekilde oluşuyo yazılar..o yüzden favori list yapmaya karar verdim ve bol bol mutlu mesut bahtiyar şarkılar koydum..


          Şu anda içimde büyük bi burukluk var..Nedeni saçma olabilir ama beni çok derinden etkiledi..Face'te dolanırkene kenar çubuğunda Poker uygulamasını gördüm..Aklıma direk eski günlerim aklıma geldi..7/24 ya poker ya da batak oynuyorduk.. Aha dedim dostoyev eski günlerin hatrına bi estir bakalım..girdiğim gibi estirmeye başladım tabikii..güzel bi el var elimde param olmadıgı için korkuyorum elimdekinide kaybetmekten..ve çekildim..herkesin eli açıldığında kimsede bişey olmadıgı sırf benim cesaretimin eksik olması nedeniyle kaybettiğimi anladım..


                        Her zaman zor kararlar vermek zorunda kalabilir..Bu kararların gidişatını sahip olduğumuz cesaret şekillendirir.Hayatta her zaman cesur insanlar kazanır..ya da kaybeder..Korkaklar ne kazanıır ne de kaybedeer..ortada onlar..bu yuzden korkak adamla işim olmaz..Şöyle sokak yürürken bi etrafınıza bakının en popüler dükkanın sahibi konuşmayı bilmez , Taş gibi kızların yanında kekoların önde koşturanı yürür , bunun gibi biiirr sürü örnek verilebilir..bu arada bu olayada acaip canım sıkılırr he..! yav sayın Taş gibi kız yanındaki Davarda ne bulursun? bu soruyu sorduğum an olay bitmiştir..Uzun bir depresyon süresi benim için başlamıştır..ertesi gün sabah iştah yok , bişeyler yapasım yok , tuvalete gidicek bile halim yook şeklinde uyanırım..uyanırım ama yataktan çıkmam..bu olayda depresyonun demirbaşı olsa gerek..depresyonda olan herkes yatakta bi uzunca muhlet vakit geçirir..sonra düşünceleer fıldır fıldır dönmeye devam eder tabikii..'' Allahım ben çirkin bi kuuşun önde koşturanıyım benim hiç sevgilim olmıcaakk , Yalnız geldim yalnız gideceğim bu dünyadan , yok baabacım ben bu işi bırakıyorum yaşasın bekarlık , zaten sevgilin olsa nolcakki aman bi sürü dert '' şeklinde kendimi avutmaya çalışıyorum..bu olay her yalnız kaldığımda ve saçma çiftleri gördüğümde başıma gelir..bünyem alıştı artık o biçim yani..ve artık bende inandım ben var ya ben çirkinim yahu..! Gelde hadi şimdi cesaretli ol..! nerdeeee..karşı cinsle sohbet olayı bu süreçten sonra -799877 lere kadar ilerlemiştir..


         Umutsuz vaakaa olmayı bi kenara bırakıp düzelmem lazım artıık dediğim anda teli alırım ve en yakın arkadaşımı ararım..İşte bee Dostlar bu günler içindiir..! tabiki dostlar iyi günler içindir de..dostunuzun kıymetini iyi bilin ve emin olun gerçek dost sandığınız insanlar bi gun gelir öyle bişey yaparkiii hayattan soğursunuz..neyse dost kazığı olayına ilerki vakitlerde genişlemesine giricem..Elimizde filtre kahvelerle güzel bi sahil turundan sonra kötü olmak zaten imkansız..tabi bu tur sırasında yanımızdan geçen dişi köpek hakkında bile yaptığımız yorumlar göz yaşartıcı olabiliyo..'' olum lan şu İt'in bile sevgilisi var koklaşıyolar bendemi hayvan olsam? '' diye bi cümle işittiğiniz andaki tipinizi çok merak ediyorum..benim tipimi anlatıyım.: durdum havaya doğru baktım derin derriiin iki nefes aldım  , çok tok bi ses tonuyla '' ah kardeşim benim '' dedim ve hiç bişey olmamış gibi yoluma devam ettim..

    
                    Moralleri Full'lemiş olmanın verdiği mutlulukla etrafa da mutluluk dağıtmaya başladım..'' bugun hava ne güzel , anne hadi gel dolaşalım , mutiş bi film aldım hadi mısırları patlatıyımda oturup izleyelim '' moduna girmiş bulunmaktaydım..Bu modu seviyorum beni mutlu ediyo ,  çevremdekileri mutlu ediyo , alan mutlu veren mutlu hesabı herkes halinden hoşnut oluyo..Birini mutlu etmek beni ondan daha çok mutlu ediyo..bu olaylar cereyaan ederken bişeyin farkına varıyorum..Ben mini mini bir kuştum..gün geçtikte büyümeye devam eden , geçen gün uçmayı daha iyi öğrenen bir kuş..Dostoyev kanatlandı iyi geceler herkese ((:

11 Aralık 2010 Cumartesi

Alışmış Bağımlıdan betermiş..

                  Tam ''aha bişiler yazmam geldi '' dediğim andaa modemde yanan o güzel yeşil ışıklardan eser yoktuu..! baya uğraştım yanmaya niyetleride yoktu..öyle boş boş pc ekranına bakıyodum.artık nasıl bi ruh hali içine girdiysem '' nolcak şimdi bişi yazamıcam , sabah kalkınca bakarım bidaha dershaneye gitmeden yazarım 5 dkkada , evet evet hem gece yatakta da bi sürü şeyler gelir aklıma '' diye düşünürken birden yem yeşil ışıklar belirdiii..tabi bu süre zarfında sevgili ttnet amcamın kulaklarını iyi çınlattım..


       Arkadaş akşam nasıl bi yemek yediysem oturduğum yerden kıvranıyorum yaa! acaba zehirlendimmi..of hayır zehirlenmiyim hastane falan hiç uğraşcak halim yook!! insanın midesinden önce gözünün doyması gerekmiş ben bunu bir kez daha anlamış bulunmaktayıım..hayır bide hayvaan gibi yediğim halde niye ben kilo alamıyorum kiii !!?? normal etli butlu bi insanım ama hiç değilse şöyle bi 80-85 kilo arası bişey olsam seyir zevki yüksek bi insan olurdum..ne var yanii benimde hakkım değilmi şöyle ben yoldan yürürken angelina jolie kılıklı bi kız dönüp arkasını baksın olamaazzmıııı..! egom tavanlarda hadi hayırlısı..

                    Vücudumun ihtiyaçlarını ben anlamakta gerçekten çok büyük zorluk çekiyorum. Sanki o bebek bende annesi ağlamaya başlayınca ne istediğini tahmin edip onun isteğini karşılamaya çalışıyorum.ama tutturamadığım zamnlar çok oluyo..Vücudumla ben aynı dili konuşmuyoruz anlaşılan..bazı zamanlar oluyo ya bişi istiyorum bişiler ama ne diyip mutfaga dalıyorum su içiyorum , yemiyoo. Bakınıyorum az daha çikolata falan tıkınıyorum , yemiooo . Tuvalete gidiyorum içimde ne varsa boşaltıyorum , yemiooo. Duş alıyorum yok arkadaş olmuyo bişiler istiyorum..sonra gidip anneme sarılıyorum birden bu bişiler isteme olayı bitiveriyo..Yaşasın problemi bulduk..ama ben niye direk anlıyamıyorumki bu işte bi gariplik var. sonradan farkettim ben her gün uzuun uzuun sarılıyomuşum anneme.o gun boyunca evde değildim sarılamamıştım..çok ilginç , çokk..

         Eskiden okula giderken ve dönerken bişey farketmiştim..Sürekli aynı esnafa selam verip sürekli aynı kişilerle aynı muhabbetleri edip ; ki bu muhabetler oo moruk naber , nasıl gidiyo hayat , ben dersi kaçırmıyım hadi eywiiii şeklinden ileri gidememiştir...sürekli tek bi hat üzerinde gidip geldiğimi fark ettim..sonra durdum düşündüm.Lan ne kadar sıkıcı bi hayatın var senin dedim.gunde en az yarım saatın aynı geçiyo hiç bi değişiklik olmuyo..! bu böyle olmıcak dedim ve kendi üstümde çeşitli deneyler yapmaya başladım..bi sabah farklı bi hat üzerinden gitmeye başladım ; sağ kaldırım değilde sol kaldırım..Okula gittim oturdum sırama..bugun bişey var içimde bi terslik var diyip duruyodum millete..bütün gün böyle gezindim eve dönerken fark ettim neyde terslik olduğunu..! ve her günkü yolumdan devam ettim..aynı hissi evdede yaşıyamazdım uzun bi süre boyunca berbat bi his çünkü ...


                    Zamanla hayata karşı bakış açım level atlıyodu tabiki..Artık sürekli monoton şeyler yapmıcağıma inandırmıştım kendimi..mesela bi küçük tuvalete gidiyodum bi büyüğüne , sürekli aynı bardaktan su içmiyodum , aynı kişilerle mesajlaşmıyodum..Mesajlaşma konusu ayrı bi dünyaaaa..Tam bir Hastalııııkkk !!! yeni ergen dönemlerimde bir kaptırmışım bu olaya kendimi günde en az 500 tane mesaj atıyorum..karşı taraf cevap vermeyince bi sürü trip falan alıp başını gidiyo tabiki..geçen döneme kadar böyleydi bu olay.artık dedim dostoyev kendine bi dur de..sonuçta koca adam oldum elinde halaaa tel tık tık tık mesaj yazmakla vakit geçiriyosun..ayıp..bu düşünceler gün geçtikçe hakim oldu beynime ve Telimi kapattım.. Sanki var ya hayata bağlandığım soluk alma ünitemi kapatmışlar gibi hissediyodum..Berbat bi şey ya buu..Allahtan iradem güçlüde o günleride atlattım gerçi şimdide kontör yuklemiyorum ama mesajlaşma defteri hiç açılmamak üzere kapandı bende..sadece acil durumlar hariç..(:

          Vazgeçebilmek büyük bir erdemliktir..nasıl bağlanıp alışabiliyosan aynı şekilde vazgeçmekte senin elinde olan bişey..Bugune kadar gördüğüm tablo insan evladı bi başkası için hiç bişeyden vazgeçmiyo..vazgeçen kendisi için vazgeçiyo..Ben kendim için hayatımın nerdeyse %95 ine ait olan her şeyden vazgeçtim..mutsuz değilim..ama eskisi kadar mutluda değilim..Herşeye sıfırdan başlamak yorucu yıpratıcı üzücü olabilir..bu doğum sancılarına katlanmak zamanı geldiğinde harika bir bebeğide sizin kucağınıza vericektir emin olabilirsin..Dostoyev sancıları bol bol çekmeye devam ediyo..Alışkanlıklarınızı gözden geçirmeyi unutmayın..İyi geceler (:

9 Aralık 2010 Perşembe

Sadık Hizmetçi

     Uzaklara doğruu baktıım baktıım baktıım. . sonra farkettimki uzaklarda bana doğru bakıyo.ilginç gelebilir size böyle bi ilk cümle aman allahım bu dostoyev delirmiş diyebilirsiniz.ama yok ya wala bak delirmedim. henüz yani..yok yok benden deli olmaz..uzakla kesişirken birilerinin bu dünyada bulunduğumum farkında olduğunu hissettim.bi anda mutlu oldum sonra baktım otobüsüm gelio koştur koştur yetiştim.yeri gelmişken belirtmek isterim ya yaklaşık 29348204 tane daha otobus koysunlar yada aramızdan 1-2 kişi seçelim hergün sıra sıra binelim böyle olmuyooooo!!!

           Artık olaylara farklı bi pencereden bakmaya başladım. bodoslama dalmıyorum her şeye ilk önce bi oturup düşünüyorum sonra karar veriyorum.. burdan ne çıkartıyoruz dostoyev artık yaşlı bi adam ! ya da bardağım dolu tarafından bakalım dostoyev artık büyümüş. veaaayy beee !! bunu bende hissediyorum açık bi şekilde o deli dumrul çağımda sona gelmişim , gemiyi bi iki ufak .. hmm .. bi iki büyüüüük hasarla limana yanaştırdık saağ saliiim...e şimdi 4 koldan asılcazki bi an önce tamir edelimm. tamir edicezde bundan sonra başıma hangi çağ gelcek bilmiyorum! hadi blue dediler ergenlik dediler hop çağı hup çağı derken sonlara yaklaştık bundan sonra ne çağı gelcek ona göre hazırlıklı olmak lazım?

   Bence anne olacak insana ,  daha önceden deneyimlii hayatı acısıyla tatlısıyla dolu dolu yaşamış birinin el kitabı vermesi lazım. lazım ki çocuk depresyona girmeden büyüsün.! o kitapta ne yazmalı? örenek veriyorum:


0 - 3 yaşları : bak koçum bunlar senin en kral günlerin acıktınmııı ağlaaaa gitsiiin sıçacanmı ağllaaa anan seni sıçtırırr . Her şeye ağla zaten sonra hiç birini hatırlamıcaksın.ilerde belki bukadar ağlarsın ama her ağlaman sana izi geçmeyen bir yara olarak geri dönecek..


3-7 yaşları : ahaadaa okul denen tımarhaneden önceki son durak. bisiklete binmeyi öğren yüzmeyi öğren konuşmayı akıcı hale getir hatta hobi olsun diye yolların kenarındaki tabelaları oku . 1. sınıfa geçtiğinde acaip hava yaparsın benden demesii..o güzel ablaların seni bu yaşlarda mıncır mıncır sevicek.o anların bir saniyesini bile boşa harcama ilerde nah bulursun seni sevicek bi abla.! 


7 - 11 yaşları : okulun ilk günü ağlama!! annem nerde diye bakınma !! kızlara sapıklık yapmaa !! okula tımarhane dedim ama sen bana bakma hayatını burası yönlendiricek. Bol bol sosyal olmaya çalış . Spor yap ki lise hayatında yarı atletik bi vücüdun olsun..hayata adımını attın hoş geldin genç..


11 - 14 yaşları : ilk defa bi kıza yakınlaşabilirsin. onlar senin için merak unsuru. ama şunu hayatın boyunca unutma insanın başına ne geliyorsa ya meraktan ya da başka bi şeyden gelir..Hafiften ders çalışmaya başla hatta baya baya çalış neden çalışcam yaaaauuuu gidip oyun oynıcam dediğini duyar gibiyim.. deme ! çünkü hayatının en güzel yıllarını lise yıllarını o sınav belirlicek..o sınav sadece liseni değil takılcağın insanları hayat görüşünü ve ortamını belirlicek..oyun oynıcam diye mallık yapma otur ders çalış canım evladııımm..!


14 - 18 yaşları : İşteeee geldik zurnanın zuurt dediği yereee.Lise Hayatııı !! Sakin ol her zaman cool ol..sen artık büyüdün delikanlı oldun o eski halin bitti çocukluktan çıktın.çocuk gibi hareketlerden kaçın..bol bol sev çünkü bol bol sevilceksin..hayatının en büyük aşk acısını tadabilirsin belkide ilk defa aşık olcaksın..Geçmişi Geleceği düşünme Anı yaşa.pişmanlık duyucağın şeyler yapma hele hele kötü alışkanlıklara hiç başlama hayatını zindan etme.. Bana inan hiç unutamayacağın en güzel anıları bu dört senede yaşıyıcaksın Kıymetini bil..Delikanlı...


      Bundan sonrasını açıkçası bende yaşamadığım için yazamıcam.böyle bi kitap olsa güzel olurdu dimii..fakat şöyle yazarken duraksadım 10 sn falan düşündüm ulan dostoyev bu yazdıklarının hepsini annen zamanı gelince sana tek tek söylemişti !! dinledinmiii? hayır..sonra böyle bi kitap olsa bile okuyan çocuk hikaye gibi okuyup geçicekti . Herkes çok biliyo ya yaşamadan kimse bi bok öğrenemez.! bu kitabın ben devamını merak ediyorum yazmak isteyenleri zevkle okurum..

           Kendi kendime kızmalarım zaman zaman artar.fakat sonra kendime niye kızıyorum diye kızarım kendi kendime..Pişmanlık bence çok kötü bi duygu insan pişman oucağı şeyi yapmaması lazım..ya da yaptığı şeylerden pişman olmaması lazım. Geçmiş kadar gerzek bişey olamaz!! Yaptın tamam sen aptalsın , malsın , gerizekalısın ama sürekli öyle kalcağın anlamına gelmezki bu..Yaşıyabileceğin günler senin için yep yeni bir fırsat. Fırsatları değerlendirmezsen geçmişin gölgesinde göt gibi kalırsın ne olduğunu anlamadan '' bitmiş benim hayatım '' dersin..Yaşadığın Hayat Senin Sadık Hizmetçin..!  sen ne emir verirsen o onu yapmakla yükümlü..Aklını kullan ve güzel günlerin hayalini kur..o hayalleri hizmetçin yerine getirmek için can atıyo..Kendini kullanma Hayatı kullan..Güzel hayaller Sizinle olsun İyi geceler.. (:

 

8 Aralık 2010 Çarşamba

Düş Kazanı

  
      Uzuuun bir aradan sonra dostoyev bugun dışarı adımını attıı..İnanın bana sanki yeni doğmuş bir çocuk gibi etrafıma bakıyodum.etrafımı izlerken eğleniyodum resmen yanımdan geçen insanları bile özlemiştim..umarım bidaha hasta olup eve hapis olmam . . ben istanbul anadolu yakasında yaşıyorum haliylende anadolu yakasını hiç bişeye değişmem..çevresi , insanları ,  binaları , taşı , toprağı her şeyi bi farklı gelio bana..

 
          3.30 gibi telefonum zıngır zıngır titremeye başladı arayan çok samimi bir arkadaşımdı.ben ona kısaca kızılcık diyorum.çünkü saçları çok tatlı bir renkte adı kızılcık kaldı bu sebeple.dostoyev dersim bitti hadi kadıköye gel..! aman yarabbi bütün gün bir şeker için ağlayan günün sonundada babası o şekeri almış 3 yaşındaki çocuklar gibi sevinç doldu içime..aaaaeeeneeee bbeeeenn gidiiyoruuummm..! dedim direk.5 sn bi şaşkınlık sessizliğiiii 6. saniyedee '' oluuuummm sana burdaan bi uçarrrımm yat dinlen çabuk..!! '' çığıltısı kulaklarıma işledi..Dostoyev dinlermi tabikide hayır..5 dkkada komple hazırlandım bi anda.ben bile şaşırdım bu işe.ne zamandır insan içine çıkmıyodum çünkü saç sakal üst baş her şey birbirine girmişti..hazırlandıktan sonra pat kapıyı çektim çıktıııımm artık arkamdan neler olduu bi kardeşim bilir..


     Sanki ilk defa İstanbula gelmiş gibi etrafa bakınıyodum birden acıktığımızı fark ettik.. ne yesek ne yesek uzun bi düşünme sürecinin ardındann ki bu süreç her buluşmada olur ve ne kadar uzun ne kadar kısa olursa olsun grup soluğu ya burger king'de yada Mc'de alır..bizde klasik burger'a gidelim dedik..Güzel güzel tıkanırken kızılcık gülmeye başladı.ilkten bende şaşırdım o krizde olduğu için sadece işaret edebiliyodu.işaret ettiği tarafa doğru döndüm baktım.baktıım.baktııım..şu anda bile dicek bişey bulamıyorumki aslında neden olmasın diyebilirsiniz neyse o kısmı size bırakıyım ben sahneyi özet geçiyim..Yemek yiyen bir çift..sağ eller birbirine kenetlenmiş sol eller patates alıp ağıza götürmekle meşgul ve tabi karşı karşıya oturuyolar..kalkana kadar o elleri bırakmadılar.çalışan genç masayı toplamaya geldi o toplarken bile sağ eller kenetliydii.hatta adamın bi ara sırtı kaşındı sağ eliyle kaşıyamadı sol elide patateste eyvah dedim kurtarıııınnnnn adam cağızııııı birden panik oldum o sırada tabiki biricik sevgilisi yetişti ve sol eliyle hatur hutur kaşıdı ohh içim rahatlamıştı kahraman sevgiliye burdan alkışlarımı gönderiyorumm...Hadi tamam birbirinizi sevebilirsiniz aşk çok güzel bişey en iyi şekilde yaşamak lazım ama bukadarını ilk defa gördüm..Acaba bendemi böyle davransam artık sevgilime.evet evet bence adam bişey biliyoki yapıo.kendime söz eğer sevgilim olursa sağ elimi kenetliyip sol elimle patates yiyicem..!

 
       Herkesin aşk acısı var.şööyle bir blogları dolaşıyım dedim çoğu insan aşk boktur püsürdür zarttur zutturrturuturtu döşemiş tamam biyerde hepsi haklı.aslıda hepsi aynı şeyi yazıo ama haberi yok..Bi ilişkiye başlamadan önce bu blogları tek tek gezip ne yazdıklarının hepsini okuyucam ! yav kimsemi mutlu olmaz bu aşk denen şeyden.tamam hadi kabul bende yazarım bol bol dokundurmadan geçmem ama arada başka iyi güzel olan şeylerden bahsetmek lazım bana göre yoksa bu gidişle blogları sık takip eden halkımız depresyondan çıkamayacak...pozitif olun etrafınızdakilerde pozitif olsun aşkta pozitif olsun..neyse şimdilik bu konu üzerine çok gitmiycem sabahı ederiz yoksa..

   Yemeğimizi bi güzel yedik güle oynaya tabiki dönüş vakti gelmişti..Hasanpaşadan yürü yürü söğütlüçeşme tren istasyonuna geldim..bekle bekle bekle bekle en sonunda emektar tren çuf çuf geldi..tabi bu bekleme esnası tam yarım saat sürdü araya ada ekspresi girdi çünkü.Dostoyev bu yarım saat napar?? ilk önce biraz yürüdüm yürüdüm çok insan vardı canım sıkıldı sonra istasyonun sonlarına doğru ilerlemeye başladım kimselerin olmadığı taraflara.kötü şanstırki Mp3 denen muhteşem icat evde kalmıştı..ana tren raylarının paralelinde acil durumlarda trenlerin girmesi bi için bi ray yolu daha var.onun baş tarafına doğru ilerledim tam sınırda duruyorum böyle kafamı bi kaldırdım bi sürü ağaç hepsinin üstüne sarı bir ışık vurmuş..sanki resim tablosu gibi..istasyon köprü gibi bişeyin üstünde olduğu için aşağı doğru yaklaşık bi 10 m var.birden kendimi her şeyin sahibi gibi hissettim ayaklarımın aşağısı boştu ağaçların tepesinde gibiydim hafif bi sis vardı rüzgarın eşliğinde yapraklardan gelen sesler beni ordan aldı çook uzaklara götürdü..ben tam nirvanaya ulaşmışkene tren geldi ve binmek zorundaydım..keşke bi 10 dkkam daha olsaydı..

       Her bulunduğunuz alanda hayal kurabilirsiniz..sokakta , evde , partyde , yatakta , maçta , tuvalette , işte , okulda..Düşlemekten korkmayın.çünkü sizin gövdenize bağlı o kocaa şeyin içi bir düş kazanıı ve sırf sizin için kaynıyo..Bu fırsatı iyi değerlendirin..Sevgiyle Kalın iyi geceler..(:

7 Aralık 2010 Salı

Yeni kayıt..

   Hayata galiba ciddi ciddi yeniden başlama vakti geldi.eminim herkes bi sabah tamam ulen bugun sıfırdan başlıyorum diye uyanıyo.ondan ay başım ağrıyo yarın bidaha düşünürüm , bugun serbest dalış yapcam , of sıçmam gerek vs vs bahenelerle sürekli bu düşünceyi rafa kaldırıyo.ama yok yok ben kesin baştan başlıcam..derken bahenem kapıma dayandııı çın çın zili çaldııı.Hastayımm!! 
   
  Bırak hayata yeniden başlamak evimizin karşısındaki bakkaldan bira alcak halim bile yok.! ama bu işi yapmam lazım.çünkü yaklaşık 4 haftadır yiyip içip sıçıp yatıyorum ve bol bol ilaç içiyorum.annemde kurban oluyum ık demeden bayram şekeri gibi yutturuyo bana kıyamam..içide gidiyo bana bişi olcak die aslında benimde gidiyo..çevremizde gitmediğimiz , muayene etcem diye bu sexy naciz bedenimde ellenmedik yer bırakmadılar..bu arada 1.85 boyunda 70 kilo çirozun biriyim sexy falan yalan hayal gücü..bu iş benimde canımı sıkmaya başlamıştı paso ateşlenip yatıyodum en son bi doktor sinüzit dedi antibiyotiğe abandı..bugunde 3. kutuya başladım cümle aleme hayırlı olsun..


  Bu süre geçene kadar tabi yapmadığım şey kalmadı..aslında bu internet çok kötü bi olay yaa.oturdum pc cazımın başına açtım google amcayı ne var ne yok bildigim bütün hastalıkları yazdım..işin kötüsü bendeki belirtiler her hastalıkta var.inanırmısınız prostattan envayi çeşit kansere kadar herşeyi ezbere biliyorum artık..bi gece yatarken yok olum kesin prostatsın diyorum , öbür gece dostoyev buraya kadarmış kansersin sesleri kulağımda çınlıyo.allah kimseye böyle dert vermesin gerçekten çok acı verici..en kötüsüyse ya kısır olursam korkusuydu.bak düşündüm yine kötü oldum aman aman...


 Bukadar kötü düşünceden sonra artık iyi bişiler düşünmeliydim.Eski gücüme kavuşur kavuşmaz neler yapıcaktım?? milyon tane sahne gözümün önünde belirmeye başladıı...bikere en başta kendime çok iyi bakcaktım artık hasta olmıcaktım..çünkü gördümki sadece ben değil herkes çok üzülüyo bu işe işin bu tarafı bile acı verici..kendime iyi baktıktan sonra tabiki ders çalışcaktımm..bu artık kronikleşti zaten bende her olayın sonunda evet evet ders çalışmalıyım diyorum..bu arada tabi o çok uzun değil he bi iki sene önceki kafamdaki  alayanıza dalarım uleyyn , bana bişi olmaaz , sana burdan bi uçarrım görürsüüünn , yaa aaeeneee tırnağımı yiyomda noluoo ölceeemmii alala yaaa, eve gitsemde oyun oynasam yihaa  .sesleri gitmiiişş..yeriine ; dostoyev araba geliyo kardeşim dikkat , bak pis burası girme buraya , sulu yemek varmı buralarda ?? , eve gitsemde yemeğimi yiyip yatsam artık..sesleri büyük bir yer kaplamaya başlamıştı..yaşlanıyodum galiba..uuw çok acı verici..Koskoca dostoyev artık erimeye başlamıştı galiba...


  Hayır..o dostoyev eriyemezdi sönemezdiki..benim içimdeki çok ses var yahu ama en çok bu en son konuşanı seviyorum bana iyi gaz veriyo..eveet ya ben daha ölmeediiiimmm!! güücümü toplıcağıım ve yep yeni yenilenmiş bir Dostoyev olarak herkesin karşısına tekrar çıkıcam evet ilk hedefim bu..Yeni kayıt açalım lütfen ismim Dostoyev...
 

6 Aralık 2010 Pazartesi

sahanda yumurtaa

İçimdekileri dışa vurma vakti gelmişti..bundan sonra vakit buldukça ki eminim çok vakte ihtiyacım olcak (biraz gevezeyimdir ) bol bol yazıcam. saat şu anda gece 1.48 kulağımda çok tatlı bir müzik ( amy mcdonald - this is life ) hasta başımaa tıkır tıkır tıkır sesleri eşliğinde aslında egomu tatmin ediyorum.ben buraya yazmışım okuyan okumuş ne farkederki die düşünürken gece yastığıma kafamı koyduğumda uyuyana kadar geçen sürede düşündüğüm şeyleri birilerinin daha bilmesi gerekiyomuş hissine kapılıyorum.evet evet kesin birileri daha bilmeli yoksa okadarr şeyleri boş boş düşünmem kime ne fayda sağlıcakki? blog yazmaya nasıl başlanır aslında hiç bi fikrim yok bugune kadar sadece 1 kişinin blog'unu takip ediyorum zaten ondanda pek bişey öğreniceğimi zannetmiyorum yazma konusunda.ama biraz kendimden bahsetmeliyim galiba.. adım dostoyev 18 yaşındayım işsiz güçsüz okulu olmayan boş gezenin boş kalfası statüsünde görünen bir vatandaşım.dostlarıma çok düşkünümdür benim için ilk planda hep arkadaşlarım gelir bugune kadar bu yuzden çok üzüldüm ama huylu huyundan vazgeçemez işte..bu yuzden ismim dostoyev.ne ilginçtir ki yazar olan Dostoyevski ile her hangi bir alakam yoktur.

           Liseyi geçen sene bitirdim.eğitim ve öğretim hayatım boyunca sadece sınavdan önce 1 saat ders çalışmış öyle yada böyle sınıfları geçip öss ye kadar tıngır mıngır gelmiştim.tabi çalışmayınca bi bok olmuyomuş bunu ne zaman anladım? cevap: sınav sonuçları geldiğindee.. ailem üzerine düşen her şeyi yapmıştı 3 sene falan dershneye gitmiştim fakat sadece gidip karı kız kesip makara yapınca dershaneninde bi numarası kalmıyor.bir gün oturdum düşündüm 4 -5 sene sonra sadece tek başına kalcaksın olum dostoyev aklını başına devşir ve tabi düşüncelere böyle bi güzell evlilikti askerliktii lüks yaşamdı çoluk çocuktu derken bi sürü hayaller silsilesine dalmıştım.çevremdeki herkes öğüt vermekle meşguldu tabi sınavı kazanamadığımı duyanlar 'ben demiştim bu çocuktan bişi olmaz paso gezsin tozsun' muhabbetine girmeye başlamıştı bile buda beni acaip sıkıyordu.uzun bi süre kaçtım herkesten bi işe girdim çalıştım kafamı dinledim derken tekrar sınava girmeye kadar verdim.ağustosun başı dedinmi kendimi attım dershaneden içeriii.bu sefer farklı bi olay vardı özel dershaneydi ve toplam 12 kişiydik.allahım günler geçmiyor.kantine oturup gelip geçen hakkında yorum yapıp bu tenefüs bu kıza diğer tenefüs o kıza yazdığımız günler çok ama çok geride kalmıştı...

       Bu günlük biraz özet geçtim zaten sık sık bişiler anlatırım heralde geveze bi adamım hasta olmasam sabaha kadar konuşurdum kesin..nasıl olsa dostoyev artık buralarda..şimdilik iyi geceeler ((: