13 Ocak 2011 Perşembe

Zaten Aşklar Hep Yalan Dolan

              Salı günü hem benim için hemde Türk futbol tarihi için gerçekten hüzün dolu bir gündü..Ali Sami Yen artık aramıza veda ediyordu..Bildiğiniz gibi hastalıktan yeni çıkmama rağmen her riski göze alarak koşa koşa stada gittim..şu anda da boğazım yine acıyor..Nasıl bir kısmete sahibiiimmmmm!!? 6 saat boyunca yerimizden hiç kıpırdamadık ve sürekli tezahüratlar yaparak son kez inlettik Mecidiyeköy'ü ..Her şey son derece güzel ve son derece duygusaldı..maç sonunda herkes stadın bulduğu yerlerini söküyordu..bize sökcek bi yer kalmamıştı o derece...ama en komiğide bi adamın elinde '' Bayan Wc '' tabelası vardı...Ben sadece Galatasaray taraftarının üzüldüğünü sanıyodum ki eve bi geldiğimde sevgili babacığımın bile gözlerinin dolduğunu öğrendim..Kendisi hasta fenerlidir..öyle ya da böyle çocuklarımıza torunlarımıza anlatacağımız bir efsanemiz daha oldu..


      Havanın ocak ayında bile güzel olması benim bünyeme çok ters geldi..Yahu bi ara kış vardı o nereelerde diye sormadan edemiyorum..kış varken ben hasta olmuyodum çok ilginçtir..bi öyle bi böyle bünyem karyola altında saklanan sivri sinek haline döndü..karyola her oynadığında vücüüüdum bir yara daha alıyor..yeter artık karyola dur...! İnsanlar benim gibi değil ama..çabucak alışmış bu duruma hatta yaz moduna bile girmişler..öh yanii ocaktayız yav..sokaklar cıvıl cıvıl , sahil dolu , herkes kendine yazlık alışveriş yapıoo , kıştayızzz kardeşiiiiimmmmm diye bağırasım geliyo sokağın ortasında ama boğazım acıyo bağıramıyorum...Alışveriş demişken geçenlerde ufak bi cadde turu yaparken içimden Zara'ya girmek geldi..Erkek reyonunu benim için yapmışlar sanki..Gerçekten bütün rafları komple odama taşıyabilirdim o biçim kıpırdandı içim..gömleklerin üstüne '' Dostoyev için dikilmiştir '' ve ya '' For Dostoyev '' falan yazılı etiketler görsem şaşırmazdım..Bayan tarafını gezemedim vaktim yoktu ama hem bayan hem erkek bakmanızı tavsiye ederim..


                      20 gündür dersleri iyice saldım..nasıl toparlıycam diye kara kara düşünürken en son olduğumuz sınavda bana bi 100 puan koyduklarını görünce umut çizelgem iyice dibe vurmaya başladı..insanın umudu azalınca bişeyler yapma isteği de azalıyor..günde 10 saat uyumaya başladım..halaaaa ders çalışmıyorum..yemek yiyip yatıoyrum..veee günler çatır çatır geçmekte son dereece ısrarlıı...yeni bir formul bulmam lazım yoksa Dostoyev vasıfsız bir eleman olarak hayatına devam edicek..bu cümleyi yazınca annemin teorileri geldi aklıma..okumazsaaaaaaannn; evlenemezzsin , evlenirsen mutlu olamazsın , her şey para değil tabikide , ama bi mesleğin olmazsa bu dünyada barınamazsın , tabi çöpçülükte bi meslek , ama sen oku büyük adam ol evlaaadddııııımm , bak biz bugün varız yarın yokuz kim bakıcak sana vs. vs...bunlar hep klasik şeylerdi herkesten duyuyordum..fakat öyle bi yorum vardıkii ben bile şok oldum..bu yorumun sahibi sevgili dayımdı..pc başında oturuyodu çağırdı beni yanına iki tane resim vardı ekranda..bi resim mükemmel bi ortam kızlar falan şahanee..diyer resim çapulcu toplantısı gibi bişeydi..'' Bak yiğenim işte okuyanla okumayan arasındaki fark seçimini sen yap '' dedi bana ve o andan sonra hayatım değişti..dayımda lise mezunuydu bana o cümleyi kurarken gözündeki pişmanlığı görebiliyodum..bu cümleleri kurarken tekrar bi umut geldi bak bana yarım 1000 tane soru çözcemm..Yalan..


            Herşey beklediğimiz gibi gelişir umarım..haa bu arada bugün süper loto oynadım dua edin tutsun tutarsa hepinize benden bi çay..Cimri Dostoyev bu geceyide sonlandırır...İyi geceler..(:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder